Dekompresyon hastalığının oluşum nedeni; tüpten solunan havadaki azotun, basınç altında vücutta birikmesi ve bu biriken azotun belirli bir seviyenin üzerine çıktığında azalan basıncın da etkisi ile dokularda kabarcık haline geçerek problemlere sebebiyet vermesidir. Dolayısı ile ne kadar derinlikte ne kadar süre kaldığınıza ve bulunduğunuz derinlikten yüzeye nasıl çıktığınızla doğrudan bağıntılıdır. “Vurgun” Dekompresyon Hastalığı’nın halk arasında kullanılan ismidir.
Her dalışta planlama, derinlik ve süre limitleri belirlenmiş dekompresyon tabloları ve dalış bilgisayarları ile yapılmalı ve dalışlar dekompresyon riskinden uzak organize edilmelidir. Bir başka deyişle, dekompresyon rahatsızlığının oluşması; ancak kişinin belirli bir derinlikte kalması gereken süreden daha uzun kalması, yüzeye gereken hızdan daha hızlı dönmesi ve acil durumda uygulanacak kurallara uymaması durumunda olasıdır.
Atıl gaz deyimi, vücutta kimyasal veya biyolojik herhangi bir etkileşime girmeyen gaz anlamına gelir. Hava ile yapılan dalışlarda azot, karışım gaz ile yapılan dalışlarda; HELIOX (helyum-oksijen) için helyum; TRIMIX (azot-helyum-oksijen) için azot ve helyum dekompresyon hastalığı nedeni olabilirler. Aynı şekilde çözünmeye uğrayan oksijen vücutta tüketildiğinden dolayı kural olarak dekompresyon hastalığına yol açmaz.
Dekompresyon hastalığında rol oynayan faktörlerin başında derinlik ve bu derinlikte geçen süre gelmektedir. Bunların dışında tekrarlayan dalışlar, hızlı çıkış, dehidratasyon (sıvı kaybı), vücut ağırlığı (yağ/kas oranı), suyun sıcaklığı, daha önce geçirilmiş dekompresyon hastalığı ve dalış sırasında yapılan efor da hastalık gelişimini etkilemektedir.
Bu hastalığın belirtileri 1 ile 6 saat içerisinde kendini gösterir. 24 saat içinde çoğunlukla eklemlerde (bel, omuz ve diz gibi) görülür. Deride kaşıntı ve döküntüler, güç ve denge kaybı, yutmada güçlük, görüş ve konuşma bozukluğu, bilinç kaybı, konsantrasyon bozukluğu ortaya çıkabilir. Uç bölgelerde görülen kaşıntılar, özellikle gövdede leke tarzı döküntüler, mermer görüntüsü, subkutan amfizem, lenf damarlarının tıkanmasıyla portakal kabuğu görüntüsü en bilinen bulgularıdır.
Tedavisinde ilk aşamada hastaya bol su ile birkaç aspirin verilerek, bir basınç odası bulunan sağlık kurumuna sevk edilmeli ve nakliye sırasında saf oksijen solutulmalıdır. Oksijen yalnızca doku hipoksinin ortadan kalkmasına yardımcı olmaz, aynı zamanda kabarcıkların küçülmesini ve atıl gaz atılımını da kolaylaştırır. Rezervuarlı ağız ve burun maskeleri ile oksijen tedavisi basınç odasına ulaşana dek sürdürülmelidir. Hastanın rahatlığı açısından saatte bir 5-10 dakika gibi kısa süreli hava solunması uygun olabilir. Dekompresyon hastalığından korunmak için:
Dalışlarınızı NoDeco limitlerinde planlayın. Dakikada 10 metre olan yükselme hızı aşılmamalıdır. Dalış bilgisayarları çok hızlı yükselme esnasında sesli ve/veya ışıklı uyarı vermektedir. Ancak dalış bilgisayarı bulunmayan dalıcılar için genel kural; en küçük baloncuktan daha hızlı yükselmemektir. Siz yükseldikçe azalan basıncın etkisiyle BCD’nizdeki havanın hacmi artacaktır. Bu yüzden yükselmeye başlamadan önce BCD’nizdeki havayı boşaltmayı unutmayın; asla yüzeye çıkmak için BCD’nizi şişirmeyin. 3 metrede 5 dakikalık güvenlik beklemesini her zaman mutlaka yapın. Güvenlik beklemesi yapmadan dalışı tamamlamanız önerilmez.