BASINÇ ODASI- Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi

 

İlk yorum yazan siz olun!

Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Sualtı Hekimliği ve Hiperbarik Tıp Anabilim Dalı
General Dr.Tevfik Sağlam Cd. No:1 Etlik / Ankara
Doç. Dr. Kemal Şimşek,
Uzm. Dr. Münire Kübra Özgök Kangal,
Uzm. Dr. Taylan Zaman,
Uzm. Dr. Şükrü Hakan Gündüz (Hava ve Uzay Hekimi)
Tel : (0312) 304 20 00
www.gata.edu.tr

 

Genel Bilgiler

Hiperbarik Oksijen Tedavisi (HBOT) Nedir? Hiperbarik Oksijen Tedavisi (HBOT) bir basınç odasında tümüyle basınç altına alınan hastaya aralıklı olarak % 100 oksijen solutmak suretiyle uygulanan medikal bir tedavi yöntemidir. Basınç odası nedir HBOT nasıl uygulanır? HBOT tamamen kapalı basınç odalarında uygulanan bir tedavi yöntemidir. Hastalar basınç odalarına girdikten sonra kapılar kapatılır ve basınç odasının basıncı içeri hava verilmesi ile artırılır. Mevcut atmosfer basıncın 2-2.5 katı bir basınca gelince o basınçta hastaya maske, başlık veya endotrakeal tüp vasıtası ile %100 oksijen solutulur. Bu esnada basınç odasının içinde bir sağlık görevlisi bulunmaktadır ve hastaların tedaviye adaptasyonunu sağlar. Aynı zamanda hastalar dışarıdan da monitörler vasıtası ile takip edilirler.Kliniğimizde, çok kişilik basınç odası ile aynı anda oturarak 12 hasta, sedyeli 2 hasta tedavi kapasitemiz mevcuttur. Hastalar tedaviye 1 saat önce çağırılıp pansumanlar yapılmakta, tedavi anlatılmakta, daha sonra basınç odası içine hastalar yerleştirilerek tedaviye başlanmaktadır. Hastalar basınç odası içinde 2 saat kalmaktadır. Kliniğimizde aynı zamanda tek kişilik basınç odası da bulunmaktadır. Tedavi esnasında hastalar neler hisseder? Basınç odası içine hava vererek basıncın artması esnasında hastalar uçak yolculuğundaki iniş sırasında hissedildiği gibi kulaklarda bir dolgunluk hisseder. Hastalar bu esnada kulak açma hareketi yapmalıdırlar. Yani yutkunarak, ya da burnu kapatıp hava üfleyerek orta kulaktaki basıncı dış basınçla eşitlemeye çalışırlar. Tedavi ne kadar sürer? Bir HBOT seansı, olguya göre değişmekle birlikte, genellikle 1,5-2 saat sürer. Hastaların büyük bir bölümü günde bir seans tedavi görürler. Ancak bazı acil durumlarda günlük seans sayısı dörde kadar çıkabilmektedir. Toplam seans sayısı hastalığa göre değişmektedir. Tedavinin yan etkisi var mıdır? En sık görülen yan etki basınç değişikliğinin kulak ve sinüslerde yaptığı etkidir. Bu durum tehlikeli olmayıp, basınç eşitleme yöntemlerinin öğrenilmesiyle önlenebilir. Diğer yan etkiler oldukça nadir görülmekte olup, oksijen toksisitesi, klostrofobi (kapalı yerde kalma korkusu) ve geçici miyopi olarak sıralanabilir. HBOT nasıl etki eder? HBOT sırasında hastaların plazmasında yüksek miktarda oksijen çözünür ve dokulara giden oksijen miktarı artar. Hiperbarik oksijen tedavisiyle;

  • Plazmada çözünen oksijen miktarı artar
  •  Hipoksik dokuların oksijenasyonu sağlanır
  • Anaerobik bakterilerin üremesi durdurulur
  • Bazı antibiyotiklerin etkinliği artar
  • Vazokonstriksiyon sayesinde ödem azalır
  • Karbonmonoksit zehirlenmesinde sitotoksik etkiyi önler
  • Yara bölgesindeki lökosit aktivasyonu güçlenir
  • Yara bölgesinde yeni damar oluşumunu (angiogenesis) sağlar
  • Yara bölgesinde bağ doku oluşumunu uyarır HBOT hangi hastalıklarda kullanılır?
  • Dekompresyon hastalığı (vurgun)
  • Hava ve gaz embolisi
  • Karbonmonoksit, siyanid zehirlenmesi, akut duman inhalasyonu,
  • Gazlı gangren
  • Yumuşak dokunun nekrotizan enfeksiyonları (derialtı, kas, fas, fasya)
  • Crush yaralanmaları, kompartman sendromu ve diğer akut travmatik iskemiler.
  • Yara iyileşmesinin geciktiği durumlar (diyabetik ve non-diyabetik) •
  • Kronik refrakter osteomiyelit •
  • Radyasyon nekrozları •
  • Tutması şüpheli deri flepleri ve greftleri •
  • Termal yanıklar •
  • Beyin absesi •
  • Anoksik ensefalopati •
  • Ani işitme kaybı •
  • Retinal arter oklüzyonu •
  • Kafa kemikleri, sternum ve vertebraların akut osteomiyelitleri •
  • Osteonekroz


Tarihçemiz

Hiperbarik Oksijen Tedavisinin Tarihçesi ‘Hiperbarik’ deyimi yüksek basınç anlamındadır. Yüksek basıncın tıbbi kullanımı günümüzde yeni bir tedavi şekli gibi görünse de bu tedaviyle ilgili ilk kayıtlar 17. yy’a kadar uzanır. İlk tıbbi amaçlı basınçlı hava tedavisi 1662’de Henshaw tarafından ‘domicilium’ adı verilen basınç odasında yapılmıştır. Oksijen 1775’te Priestly tarafından keşfedilmiş, Lavoisier ve Seguin de konsantre oksijenin toksik olduğunu göstermiş, ancak 1878’de Paul Bert oksijen toksisitesinin bilimsel temellerini keşfetmiş, hiperbarik tedaviler bu nedenle uzunca bir süre oksijen kullanılmadan yapılmıştır. 1830’larda Fransa’da 2-4 atmosfer basınçta tedavi akciğer hastalıkları, işitme kaybı, kolera gibi hastalıklarda uygulanmaya başlamış, o yıllarda Avrupa’nın çoğu büyük şehrinde bu tür merkezler yaygınlaşmıştır. Basınç altında oksijen kısmi basıncının ölçümü o yıllarda mümkün olmadığından, ortak bir tedavi şekli geliştirilememiştir. Fontaine 1877’de ilk mobil basınç odasını inşa etmiş, çok başarılı sonuçlar alınmış fakat bu çalışmalar sırasında hiperbarik tıbbın ilk kaybı olmuştur. 1860’larda Amerika Birleşik Devletleri’ndeki ilk basınç odası sinir sistemi hastalıklarının tedavisi amacıyla kurulmuştur. 1920’lerde Dr. Cunningham sifiliz, hipertansiyon, şeker hastalığı, kanser tedavisinde kullanılmış olan bir otel-basınç odası inşa edilmiştir. Tecrübelerini aktarmamakta ısrar etmesi nedeniyle tedavi ticari olarak algılanmış ve bir süre itibarını yitirmiştir. 1917’de Drager ilk kez dalış hastalıklarında kullanılmak üzere bir sistem tasarlamış ve vurgun tedavisinde basınç altında oksijen kullanımının potansiyel yararını ilk kez gündeme getirmiş ancak nedense bu sistem hiç üretime geçmemiştir. Hiperbarik tedavinin oksijenle ilk uygulaması vurgun hastalığında 1937’de Behnke ve Shaw tarafından yapılmıştır. Modern hiperbarik tıbbın gelişimi Dr. Boerema tarafından bir basınç odasında kalp-damar cerrahi uygulamasıyla başlamıştır. Boerema ve Brummelkamp 1959’da hiperbarik oksijen tedavisinin anaerobik enfeksiyonların inhibe edildiğini keşfetmişlerdir. 1963 yılından beri her yıl uluslar arası hiperbarik tıp kongreleri düzenlenmektedir. 1970-80’lerde Japonya, Rusya ve Çin’de hiperbarik merkezler hızla artmaya başlamıştır. Ülkemizde ilk olarak 1984’de GATA Haydarpaşa Hastanesi bünyesinde ‘Deniz ve Sualtı Hekimliği’ anabilim dalı ve İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi’nde tıbbi ekoloji ve hidroklimatoloji ye bağlı bilim dalının kurulmasıyla hiperbarik tıp faaliyetine başlanmış, 1989’de İstanbul Tıp Fakültesi’nde de anabilim dalı yapılanmasına gidilmiştir. Günümüzde bu birimler ‘Sualtı Hekimliği ve Hiperbarik Tıp’ adı altında faaliyet göstermektedir ve 2001’de bu merkezlere Ankara GATA da katılmıştır. Sağlık Bakanlığı’na bağlı, Gaziantep’te Avukat Cengiz Gökçek Devlet Hastanesi ve Bodrum Devlet Hastanesi bünyesindeki basınç odalarıyla da hizmet verilmektedir.

Yorum yazın

Verdiğiniz Puan
angry
crying
sleeping
smily
cool
Göz At

Yorumunuzun en az 140 karakter olması iyi olur :)